“Sathı Müdafaa veya Sangarios Çıkmazı” SAKARYA DESTANI

“Sathı Müdafaa veya Sangarios Çıkmazı” SAKARYA DESTANI
Sinan Meydan’dan ALINTI
Sakarya Savaşı’nda Yunan ordusu, Yunan Genelkurmayı’nın tabiriyle “Sangarios (Sakarya) Çıkmazına” saplanmıştı. Aslında saplandıkları “Sangarios Çıkmazı” değil, Başkomutan Atatürk’ün “Sathı Müdafaa” stratejisiydi. Aslında “Anadolu’nun harim-i ismetine” saplanmışlardı ve bir yıl sonra orada boğulacaklardı.
Bugün 10 Eylül 2018… Tam 97 yıl önce bugün, 10 Eylül 1921, 22 gün 22 gecelik Sakarya Savaşı’nın “kırılma” günüydü. O gün, Başkomutan Atatürk, günlerdir savunmada olan Türk ordularına “taarruz” emri vermişti. 10 Eylül 1921’de başlayan Türk taarruzu, 13 Eylül 1921’de Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasıyla sona erecekti.
ZAFERTEPE’DEN DUATEPE’YE
Tarih: 10 Eylül 1921.
Yer: Zafertepe.
Sabahın ilk ışıklarıyla “üç Mustafa”; Mustafa Kemal (Atatürk), Mustafa Fevzi (Çakmak) ve Mustafa İsmet (İnönü) karargâh subaylarıyla birlikte Zafertepe’ye geldiler. Ünlü kadın yazar Halide Edip (Adıvar) de yanlarındaydı. Üzerindeki er üniformasının kollarında “onbaşı” rütbesi vardı.
Başkomutan Atatürk, hemen batarya dürbününün başına geçti. Yunan hatlarına baktı. Sonra hemen yanındaki Albay Kazım (Özalp)’a taarruz emri verdi.
Birkaç dakika sonra Türk topçuları Duatepe’yi ateşe boğdular. Gök gürültüsüne benzer bir sesle Duatepe’den yükselen dumanlar, havadaki sise karıştı.
Başkomutan Atatürk, ayakta, omuzunda bir pelerin, dürbünüyle saldırıyı izliyordu. Bir ara bağdaş kurup yere oturdu. Kırık kaburgasının sızısı devam ediyordu. Hemen yanı başındaki İsmet Paşa, kulağına iyice dayadığı telefondan çarpışmalarla ilgili bilgi alıyordu. Biraz uzaktaki Fevzi Paşa ise ellerini semaya açmış dua ediyordu. Havada dev arılar gibi vızıldayarak dolaşan Yunan uçakları vardı.
Bu sırada Başkomutan Atatürk, tepede bir köşeden saldırıyı seyreden Halide Edip (Hanım)’e bakıp, biraz tebessüm ederek, “Gelin Hanımefendi! Savaşıyoruz!” diye seslendi. Halide Edip, Paşa’yı “en çok sevdiği oyunu oynayan bir çocuk gibi neşeli” buldu! “Duatepe’ye saldırıyoruz…” dedi Paşa…
Halide Onbaşı da dürbünüyle bu “savaş oyununu” seyretmeye başladı.
Öğleye doğru savaşın şiddeti arttı. Yunan ordusu direniyordu. Atatürk, Duatepe’nin bir an önce ele geçirilmesini istiyordu. Düşündü taşındı. Topçu ateşini daha etkili hale getirmek için 15. Tümen’in yanına gitmeye karar verdi. Başkomutan, çarpışmaların en şiddetli anında düşmanın burnunun dibine sokulacaktı. Atını, 15. Tümen Komutanı Albay Şükrü Naili’nin ileri hatlardaki karargâhına doğru sürdü. Bir süre sonra saldırıya katılan birliklerin arasındaydı. Aynı saatlerde Yunan Kolordu Komutanı Korgeneral Papoulas ise Sakarya’nın batısındaki karargâhında, her türlü tehlikeden kilometrelerce uzakta, ordusunun zafer haberlerini bekliyordu. (Alptekin Müderrisoğlu, Sakarya, C.2, s. 257-259).
Çok değil, 3 gün sonra, 13 Eylül 1921’de Papoulus, hiç beklemediği bir haberle sarsılacaktı: 22 gün 22 gece süren Sakarya Savaşı Türk ordularının zaferiyle sonuçlanmıştı.
10 Eylül 1921
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Sakarya Savaşı’nda cephede
-
Mustafa Kemal’in Askerleriyiz
-
ATATÜRK”ÜN CUMHURİYETİ
-
Türkiye Cumhuriyeti egemen bir hukuk devletidir.
-
Terör Örgütleri İle Pazarlık Edilemez
-
BATAKLIKTAN NASIL ÇIKACAĞIZ?
-
KULDAN BİREY, ÜMMETTEN ULUS, ESARETTEN ÖZGÜRLÜK, EMPERYALİST İŞGALDEN BAĞIMSIZ VATAN YARATAN DEVRİMDİR CUMHURİYET!